Özeleştiriyi, öze dönüşü,
muhasebeyi hatalardan ders çıkarmayı yazılarına sıkça konu edinmiş birisi olmaktan
hep mutlu olmuşumdur. Kimi zaman bizden olan dostlarımın; “neden bu kadar özeleştiri yapıyorsun karşı tarafa “koz” veriyorsun
yapma böyle” şeklindeki eleştirilerine rağmen doğru olduğuna inandığım bu
alışkanlığımdan vazgeçmeye niyetim yok.
Bununla birlikte, yine bahse
konu muhtevadaki yazılarımı okuyanlar bilirler ki; özeleştiri ve muhasebenin
gerekliliği ile bunu yaparak öze dönüşü gerçekleştirebileceğimize dair umudu
hep başat götürmüşümdür. Yeniden dirilişin, küllerinden doğmanın, yiğidin
düştüğü yerden kalkmasının bizim ezelde karılmış Müslüman mayamızda bulunduğunu
yüksek sesle ifade edebilmiş olmaktan da mutluluk duyuyorum.
İstanbul’da bu gün
yaşadığımız sürecin muhalifler tarafından organize edilmiş “AHLAKSIZ” mücadele
kısmı göz ardı edilmediğinde bile, bize dair muhasebe edilebilecek,
sorgulanabilecek birçok boyutu olduğu apaçık ortadadır.
Ancak, yine söyleye
geldiğimiz gibi, mayası sağlam bu hareket umudu yanında taşır ve ortaya koyar. İşte bir örnek;
Metin Külünk
En sıkıntılı anlarda makam mevki hesabı gütmeden “Yeniden Diriliş" konferansları
ile Anadolu’yu ve Avrupa’da birçok şehri adım adım dolaştı. Şimdi de İstanbul hareketi ne öncülük
ediyor.
İstanbul’da gençlerle, yaşlılarla, kadınlarla ve dahi
herkesle buluşuyor, hizmetleri, hırsızlığı gönül teline dokunarak, yüreklere
temas ederek anlatıyor. Karşılık da buluyor.
Bu durumun bize gösterdiği en önemli şey; hesap kitap
peşinde koşmadan insana dokunmayı becerebileni insanlar yalnız
bırakmaz. Zira, bunlar bizim kodlarımızda bulunan şeyler. Sadece öze dönüşü
doğru yolla yapmak lazım o kadar.
Başka
bir örnek
Bir STK Hac ve Umre seyahat Acentaları Derneği
(HURSAD) ticari bütün riskleri hiçe sayarak, paranın her şey olmadığını, paranın
bizi biz yapan değerler uğrunda vazgeçilebilecek bir şey olduğunu gösterecek
şekilde erdemli bir duruş sergiledi. İstanbul’da hırsızın, ahlaksızın değil,
mağdurun ve millet iradesinin yanında yer almakta tereddüt göstermedi.
HURSAD, dernek başkanı Diyaeddin ŞAHİN aracılığı ile
yazılı ve görsel medyada erdemli duruşunu net bir şekilde sergiledi. Hem de
kimilerinin; “aman ihtiyatlı (!) davranalım belediye ihaleleri açısından iki
taraflı bir kazancı riske etmeyelim” şeklindeki gevşek ve ikircikli duruşunun
aksine.
Yani?
Yanisi şu; bu iki örnek bile bize güzel
şeyler için hala umudumuzun olduğunu göstermektedir.
Peki her şey
tamam mı?
Doğrusu buna evet demek saflık olur. Zira
değerlerimize düşman olanların hırsızlıkla yaptıkları ahlaksızlığı anlamak ve
ona göre tedbir almak konusunda cesaretimiz ve umudumuz olsa bile oyunun çok
ama çok büyük olduğunu rahatça söyleyebiliriz.
Ayrıca tökezlememiz için muhaliflerle birlikte hareket
edip; biz kaybettirdik diye caka satan kimi aklı karışık sözde mücahidin de piyon
olduğu bu mücadelede bir an bile duraksamak kesinlikle kaybettirir.
Yine ayrıca; bu siyasi hareketin ve liderinin sunduğu imkânlarla
izzet, ikbal ve itibar görmüş, hala da kendilerini “içeriden” saydıkları halde dar günde yaptıkları tek şey; pusuda
bekleyip ayağımızın sürçmesini ummak olan, doğan görünümlü şahinlerin bu
tavrını yüreğimizin en önemli yerine not etmemiz gerektiği maalesef açıktır. Zira
bunların yaptığının, hırsızlıkla Fetih yurdunu çalmaya çalışanların yaptığından
daha ahlaksızca olduğunu benim “ÜMMİ” anam bile söylüyorsa boş ver gerisini.
Son söz niyetine;
İstanbul önemlidir. İstanbul Hareketi İstanbul için önemli
bir adımdır. Büyütülmeli ve desteklenmelidir. Cumhuriyet tarihi boyunca bu
kadar rahat kurumsallaşma ve çalışma alanı bulamayan bütün “bizden” STK’lar da
HURSAD’ın gösterdiği erdemli ve dik duruşu göstermelidirler.
Çokça pişmanlıklarımız ve dostlarımızın sessizliğini
hatırlamak zorunda kalacağımız günlerimiz olmasın diye dua ile…
Vesselam..!
Osman HAZIR
22.05.2019
MERSİN
Yorumlar
Yorum Gönder