SON VİRAJ DÖNÜLDÜ ARTIK SON DÜZLÜK!



Son viraj önemlidir. Ayrıca heyecanlıdır da. Yarışın ve mücadelenin (her türlüsünde) son viraj çok şeyi belirler. Kanaatim odur ki 24 Haziran öncesi son viraj dönülmüş son düzlüğe girilmiştir. Yine kanaatim odur ki, parkurda yarışanlar açısından değil, onların yanlarında yer alanlar açısından önemli ve heyecanlı bir yarış söz konusudur.

Zira, yarışın favorisi konusunda tahminlerin aksine çok şaşırtıcı bir sonuç beklenmiyor. Bununla birlikte sorumluluk bilinci ve “duruş” sahibi insanların yanında yer alıp almama konusunda, son düzlük büyük önem arz etmektedir. 

Kameralar kayıtta!

Hayatın her alanında olduğu gibi tercihlerimiz ve durduğumuz yerler konusunda da kameralar kayıtta. 24 Haziran günü dikine konumlandırılmış mezar/tabut misali içerisine gireceğimiz kabinlerde hiç kimsenin engel olamayacağı kameralar kayıtta olacak. Yok! Hemen zıplamayın bu kamera dijital aksamdan oluşmuş kamera değil. İnanç ve irfanımızdan beslenen kameralardan bahsediyoruz.

Kayıtlar silinmez!
Bu kameranın kayıtlarının silinmesi için, bir program daha icat edilmemiştir. Çünkü âlemlerin Rabbi’nin (c.c) tuttuğu/tutturduğu kayıtları kendisinden başka silebilecek kimse yoktur.

O nedenle son düzlük önemlidir!

Dediğim gibi dünyevi geriye düşmeleri mağlubiyet olarak görmeyen, zaferi değil seferi kulluğunun gereği gören, bir inanç anlayışını, sandık ve oy oranları ile yenemezsiniz. Zira sebepler dairesinde yapılması gerekenleri eksiksiz bir şekilde yaptıktan sonra; “hoştur bana senden gelen/ ya hil’at-u yahut kefen” diyebilecek bir tevekküle sahip olanlar, her hâl-ü kârda kazanan taraftır.

Sen hangi taraftasın!

Son düzlükte sen hangi taraftasın onu seçmeli ve dikine kabirde ona göre davranmalısın. Allah’ın dinini/kitabını öğrendi/öğretti diye insanları idam sehpalarında sallandıranların mı, Ezan-ı Muhammediyi evrensel dilinde okumayı yasaklayıanların mı, ezanı aslına döndüren başbakanı idam sehpasına götürenlerin mi, inançlı insanları irtica ile yaftalayıp eziyet edenlerin mi, okullarda, kamuda kadın ve kızlarımızın baş örtüsünü yasaklayıp eziyetler içinde mağduriyetler yaşatanların mı, 28 Şubat post modern darbesinin en büyük destekçilerinin mi, daha 3-5 yıl öncesine kadar kamuda okulda baş örtülü takipçiliği yapıp meclise soru önergesi veren ama şimdi nerede ise tekkede şeyh pozsu vererek milleti kandırmaya çalışan yalancı din istismarcılarının safında mı yer alacaksın.

28 şubatın faillerinden davacı olmadığı halde 15 temmuz şehidinin eşine 28 Şubatın“Fadimesi” diyerek fahişe ile özdeş iftirası atan çirkinlerin mi, Kurban bayramında fukaraya kurban eti dağıtırken vahşice katledilen Yasin Börü’nün katillerinin azmettiricisinin hapisten çıkması gerektiğini söyleyenlerin safında mı yer alacaksın.

Ya da; uluslar arası arenada bu ülkenin aleyhine çalışan ülke ve örgütlerin safında durmaktan çekinmeyenlerin mi, Fetö ve Pkk teröristlerini hapisten çıkarmaya söz verenlerin mi, 15 Temmuz’a darbe bile diyemeyen (ama kontrollü darbe diyen) darbeci teröristleri devletten temizlemek için yürürlüğe konulan Olağan Üstü Hal uygulamasını darbe olarak nitelendirenlerin safında mı yer alacaksın.

Ya da ; Kürt veTürk’ü birbirine düşman etmeye çalışıp, dindar Kürt halkının çocuklarını din düşmanı yapmak için uğraşan emperyalist uşağı teröristlerin safında mı yer alacaksın?

Yoksa!
Ezanı aslına çevirdiği için asılan başbakanın, 28 Şubatta boncuk boncuk terlemek zorunda kalan Savunan Adamın, 16 yıldır ülkeyi bütün şer odaklarının tuzaklarına rağmen dimdik yöneten, inancın önündeki engelleri kaldıran, teröristlere kan kusturan, 40 yıldır soru çalarak devlete millete sızmış fetönün canına okuyan, İsrail’in suratına şamarlar vuran, Kürtçenin önündeki bütün engelleri kaldıran, Kürtlere bizim devletimiz Türkiye Cumhuriyetidir sahiplenmesini kazandıran, doğuyu batıyı, duble yollar, otobanlar, tüneller, viyadükler, hızlı trenler ve hava alanları ile birbirine bağlayanların yanında mı yer alacaksın.

Ya da; din eğitiminin önündeki tüm yaş sınırı ve diğer engelleri kaldıran, İmam Hatipleri tekrar dirilten, okulları akıllı tahtalarla donatan, Anadolu’yu TİKA ile gönül coğrafyamızdaki mazlumların umudu haline getiren, Filistin, Somali, Sudan, D.Türkistan, Kerkük, Suriye, Mısır ve daha nice İslam yurdunda Albayrağı, ümmetin bayrağı yapanların yanında mı yer alacaksın.

Geniş bant interneti nerede ise her eve getiren, doğalgazı her tarafa yaygınlaştıran, sağlıktan yararlanmada ülkeyi dünya standartlarının çok üzerine çıkartan, rakiplerinin bile eksik bulamayınca bu yatırımlar fazla diye saçma sapan karşı çıkışta bulunmalarını sağlayan, engelli, yaşlı ve bakıma muhtaçların konforlu aile ortamlarında huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamalarını sağlayan anlayışın yanında mı yer alacaksın. 

Daha örnek çok da sen anladın beni?

Tercih senin!
Elbette 24 Haziran inancın sınandığı bir imtihan değil. Ancak nimete teşekkürün, marifete iltifatın, hizmetin DEVAMINI istemenin bir sınavıdır. 

Allah sorar!
24 Haziran tercihinden dolayı imanını kimse sorgulayamaz da, Allah amelini hesaba çeker. Kime omuz verdiysen, kimin yanında yer aldıysan onunla girersin kamera kayıtlarına. (kamerayı yukarıda yazdık)  Arafatta duruşunu gösteren (vakfe) imanlı gönüllerin siyasi ihtiraslar uğruna hesabını veremeyecekleri yerlerde duruş göstermeyeceklerini umuyor ve diliyorum. 

İhtiraslarının kışkırttığı akıllarına, söz geçiremeyenler yüreklerindeki Anadolu İrfanlarına kulak versinler doğruyu bulacaklardır.

Hadi öyleyse!
Kalıcı kardeşlik ve barışın tesisi için, ülkenin daha müreffeh bir geleceğe kavuşması için, çok fazla şey yapılmış olsa da daha yapılması gereken şeylere ulaşmak için, köhnemiş bir yönetim anlayışını tarihin çöplüğüne atmak için, kökü mazide olan muhteşem âtiyi inşa etmek için, mazlumların mağdurların, Kudüs’ün, Mekke’nin, Şam’ın, Bağdat’ın, Kaşgar’ın, Türkistan’ın, Amed’in, Erbil’in, İstanbul’un muhafaza ve mukavemeti için, analar ve bacıların iffeti onuru için ve daha nice güzelliklere ulaşabilmek için 

DEVAM

Son düzlükte tökezleyenlerden olmayalım diye dua ile.
Veselam!

Osman HAZIR
18.06.2018
MERSİN

Yorumlar