Özeleştiri (Sorgulama)
hayatı, işleri ve emeği durağanlıktan,
başarısızlıktan kurtaracak önemli unsurların başında gelir. Sorgulayan bir
zihin ve hareket, olaylar karşısında doğru tavır almaya imkan sağlayacak kabiliyetleri
geliştirir. Analitik bakış açısının ardındaki önemli itici güç de bu olsa
gerektir.
Dolayısıyla, zirvede
olan/olmak isteyenler, özeleştiriyi korkusuzca ve aklı selim ile yapmaktan
çekinmezler. Aslına bakarsanız bu durum eşyanın tabiatı açısından kaçınılmaz
bir şeydir. Zira hayat dinamik bir yapıdır. Değişim zorunludur. Söylene geldiği
üzere; değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.
Bu
girişten sonra!
Gelelim derdimize. Aslına bakarsanız
uzunca zamandır zihnimde oluşan bu yazıyı 22 Haziran 2018 gününden beri
notlandırmaya başlamıştım. 25 Haziran sabahı ortaya çıkacak tablo ne olursa
olsun yazılmazı gerekli bir yazı diye düşünerek. Hamdolsun tablo kötü değil. Reis
başta. Ancak görünen o ki özeleştiri elzemi geçmiş.
Evet, düne kadar (24
Haziran) alternatifi yok dedik yaparsa yine o yapar dedik eksikleri gidermek
için 24 Haziranı milat gördük. Gördük de görmemiz gereken başka şeyler de var.
Mesela:
Gençlik
2002 yılından beri yürütülen
gençlik yapılanma ve çalışmalarını özeleştiriye tabi tutmak gerekmiyor mu? Yani
meseleyi sadece gençlerden oy almaya/alamamaya indirgeyip, çözümünü de onu bile
başaramayacak yüzeysel adımlarda aramak sorgulanmamalı mı?
Hadi diyelim gençlerden oy
alamamak sorun, peki bunun çözümü ağızlarımızın kenarına iliştirdiğimiz bir iki
internet jargonu kavram ve kelimeyi arada bir kullanmakta mıdır? Ya da popüler
kültürün ikonları olan kişilere konser ve etkinlikler düzenleterek çözüme
ulaşacağımızı mı zannediyoruz
Kaldı ki oylarını alabiliyor
olduğumuz gençlerin sorunlarını çözdük mü? Ya da onları bizzat sorunun öznesi/kendisi
haline mi getirdik.
Ya
da şöyle anlatmaya çalışayım;
Reisin bizzat kendisine,
evine, yüreğine ve davasına gönül rahatlığı ile emanet edebileceğimiz kendi çocuk
ve gençlerimizi bizzat Reisin eli ile büyüttüğü partisinin gençlik kollarına
emanet edip edemeyeceğimizi sorgulamak gerekmeyecek mi?
Elbette bu konuda dini ve ahlaki
değerlerimizi kastederek bir değerlendirme yapıyoruz. Kısacası gençlik,
özellikle de Reisimizin hedef olarak koyduğu “Dindar gençlik” hedefine dönük
yaptıklarımız ya da yapamadıklarımız hususunda bir özeleştiriye ihtiyacımız
olduğunu düşünüyorum.
Eğitim
ve Din Eğitimi
Gençlik ve geleceğimiz
açısından da çok büyük önem arz eden eğitim ve din eğitimi konusunda istenilen
mesafelerin alınabildiğini söylemememiz zor gözükmektedir. Seçmeli siyer ve Kur’an
derslerinin seçilme oranları ve eğitim süreçlerinin kalitesi de dikkat
çekilmesi gereken başka bir alan olarak gözükmektedir.
Dindar gençlik hedefi için
önemli bir kilometre taşı olan İmam Hatip liselerinin niteliği ve İmam Hatip Ortaokullarının
sayısı konusunda tekraren sorgulamalara ihtiyacımız olduğu açıktır.
Kürt/Terör
Sorunu
Bu mesele ülkemizin en
önemli sorunları arasındaki yerini korumaya devam etmektedir. 2002 sonrasında
alınan onca mesafeye, atılan onca adıma rağmen iç ve dış bir sürü etken nedeni
ile bir türlü çözüme kavuşturulamıyor. Doğrusu son dönemin en önemli sloganı
olan “yaparsa Reis yapar” yargısına olan inancım tam olsa da bu konuda da yeni
bir özeleştiriyi denemenin faydalı olacağını düşünüyorum.
Elbette Kürtlerin sorun
olarak gözüken talep ve ihtiyaçlarının nerede ise tamamen halledildiğini, hatta
bu gün için Kürtlerin sadece PKK sorunu kaldığını düşünüyor olsam da sosyoloji
başka argümanlarla karşımıza çıkmakta.
PKK terör örgütünün siyasi
ayağı olan HDP’nin taban kaybına uğradığı bir zamanda yeni bir suni teneffüsle
canlanması, sindirilmesi zor bir toplumsal tepkiye neden oldu. Zaten istenen de
buydu belki de.
Bu yüzdendir ki; bu konudaki
hassasiyeti anlama adına bir özeleştiri yapılmalı. Ancak; HDP’nin meclise
girmesinde faturayı Kürt halkına kesmek haksızlıktır. Bu konuda yürütülen bir
projenin parçası haline gelmiş sözüm ona Beyaz (Kemalist) Türkleri mutlaka
görmeli ve tedbirleri almalıdır.
Bir özeleştiri de Kürt gençlerini
ateizm ve köhne ideolojilerin esiri olmaktan kurtaracak çabalarımızın
yeterliliği/yetersizliği hususunda yapılmalıdır. Ama bu çabalardan kastımız otobüslerle
sağa sola yapılan geziler ve maddi nemalanma aracı haline gelmiş AB Projeleri
değildir elbette.
Her ne kadar beyaz Türkler etkisinden
bahsetsek dahi, seçim sonuçlarının bu halinde tek bir etkenden sözetmek zordur.
Bu yüzden, terör örgütünün hendek ve çukur ihaneti sonucunda yıkılan Kürt illerinde
yaptığımız evlerin içlerini döşediğimiz gibi, o evlerin içlerinde oturanların
yüreklerini de döşeyecek çabalarımızın nasıl olacağı konusunda özeleştiri
mekanizmalarını aktifleştirebilmeliyiz.
Kim bilir, Cumhurun İttifakı
umulmadık bir fırsat bile sunabilir.
Vakıf,
dernek ve cemaatlerimiz
2002’den itibaren
vakıf,dernek ve cemaat yapılanmalarının hareket alanlarının çok fazla geliştiği
ortadadır. Bununla birlikte bu yapıların siyasetin ürettiği çalışma alanlarını
yeterli ve kaliteli bir şekilde kullanabildiklerini, yapılaşma ve konforlulaşma
imkânları konusunda gösterdikleri gayretleri dini ve milli açıdan donanımlı
gençlik ve insan yetiştirme konularında da gösterebildiklerini söylemek mümkün
değildir. Kanaatimce sadece siyasi ayak değil, bahse konu yapılarımızın da
ciddi bir özeleştiri mekanizması çalıştırmaları gerekmektedir.
Atamalar:
Devlet yönetimi ve
hizmetlerin yürütülmesi açısından ihtiyaç duyulan yerlere personel ataması
yapılması çok önemlidir. Bununla birlikte bu konuda dikkate alınan siyasi ya da
sendikal kriterlerin isabet oranları konusunda da bir özeleştiri yapılmalıdır.
Son
söz niyetine!
Doğrusu baştan beri yapmaya
çalıştığım şeyin netameli bir alanda dolaşmak olduğunu bilmekteyim. Bununla birlikte
biz yapmadığımızda başkalarının insafsızca yapacağı ve yıkımı amaçlayacağı bir
mekanizmanın gerekliliğine dikkat çekmeyi hedefledim. Allah biliyor ya niyetimiz
hayırdır. O yüzden “Niyet hayır, akibet
hayır” düsturu bizim için de işlesin inşallah.
Hayırlı bir alana kapı
açabilmiş olmayı çok isterim. Zira uzun soluklu bir maratonu koşmaktayız,
taktik hatalar bizi yarıştan kopartacaktır. Eksiklerimizi gösterip tedbir alabilmemize
imkân sağlayacak şey ise; özeleştiri yapabilmekten başkası değildir.
Hesaba çekilmeden önce,
kendisini hesaba çekenlerden olabilelim diye dua ile..
Vesselam!
Osman
HAZIR
25.06.2018
Mersin
Not: çokbilmişlikle
bizim Reis ve davası ile alakalı duruşumuzu sorgulamak isteyenler olacaksa sağa
sola bakınmasın google amca bile onlara cevabı verir.
Yorumlar
Yorum Gönder