Aylardan yine Şubat! Şubat ile şehadetin özdeşleşmiş
olmasında elbette bir hikmet vardır. “Şahitliğin öznesi” olmak adına tarihe tanıklık etmek,
şahitler/şehidler kervanına katılmak ne muhteşem. Şehit olmak ya da Şubatı davaya şahit tutmak ne muazzam. Bununla birlikte, şerefli bir son için
şehadete yaraşır bir ömür yaşamak gerekir.
Şehadet bir hak ediştir. Öylesine bir ölüm değildir asla.
Kökleri yüz yıllarla beslenen koca bir
çınar devrilip, dallarından ümmete tabut yapma telaşına düşmüş haçlıların ne
yapmak istediklerini görmüş ve anlamıştı Hasan El-Benna. Tarihin tanığı,
ümmetin şahidi olmak için uyanmış, bir uyanık bütün uyuyanları uyandırabilir
demişti.
Bu uyanıştan korkanlar, daha 43’ünde şehid
ettiler onu. Tabiî ki de kurutamadılar bu fidanı. Zira tohum sağlam, tarla mümbit,
çiftçi mahir olunca tohumlar fidan, fidanlar çınara dönüşür. Bir de şehidlerin
kanı ile sulanınca topraklar…
Ulu çınarın köklerini kurutmak
isteyenlerin bilmedikleri şey; İskilip’li Atıf hoca da, siyah kadının
çocuklarıyla beyaz kadının çocuklarının arasında köprüler kuran Malcolm X de gün oldu
tarlayı eken çiftçi oldu. Gün oldu tarlaya düşen tohum oldu.
Kimler sulamadı ki bu şehadet tarlasını; daha
yirmili yaşlarındaki Metin YÜKSEL, Kafkas
mücahid Selimhan Yandarbayev, Filistin için intifada tohumları eken İzzeddin
El- Kassam, düzmece bir tiyatroya kurban edilen Erbilli Esad efendi, Şeyh Said ve
daha niceleri.
Hama’da 40 bin can toprağa düştü. Koca bir
şehir şehid oldu. El Halil’de Hz. İbrahim’in misafirleri katledildi. Hem de Şubatta
bir Ramazan ayında. Bütün bir cami şehid oldu.
Şehid ve şahid Şubatın iliklerine işlemiş
bir kere. Ümmet tarlası hala şehid kanları ile sulanıyor. Bilinmelidir ki, bu
fedakarlıklar hiçbir zaman boşuna değildir.
Kökleri Şehit kanları ile beslenen Zeytin fidanı Afrin
Yiğitler Afrin’de bir kere daha
gösteriyorlar bu çabanın boşuna olmadığını. Kardeşlik tarlasının ayrık otu PKK-PYD ve DAEŞ üzerine aslanlar gibi
hücum eden Mücahidler, ÖSO ile birlikte tarlanın bereketi için ot ilacı ve
temizlik yapmaktadır.
Afrin operasyonu; fitnecilerin iddia ettiği gibi ümmetin en sağlam
omurgası Müslüman Kürtlere karşı değil, aksine Kürt ve Türk kardeşliğinin
arasına çekilmek istenen setleri ve duvarları yıkmak için yapılmaktadır.
Bu hususta aklıselimin kabul edeceği bir diğer gerçek; Afrin’de yürütülen
mücadelenin İsrail’e karşı yürütülen bir cihad operasyonu olduğudur. Zira bu
mücahede Siyonizmin Arz-ı Mev'ud hayaline darbedir. Apaçık bir Kudüs
mücadelesidir. Afrin’de şehid olan yiğitler, Haleb’i, Hicaz’ı, İstanbul’u,
Ankara’yı, Kudüs’ü savunmak için canlarını feda etmektedirler.
Bilinmelidir ki, coğrafyamızda huzur; Kürt, Türk ve Arab’ın vahdeti ile
mümkün olacaktır. Afrin operasyonu buna zemin hazırlamaktadır. “Zeytin’e
yemin olsun ki” Afrin şehidleri Şubat şehitlerinin arasına çoktan
katılmışlardır. Vallahi ben buna inanıyorum.
Umudum ve
duam; Suriye’nin
katil sürülerinden temizlenmesi için birlikte hareket eden, Kahraman Mehmetçik
ile Özgür Suriye Ordusu mensupları, Ümmet için, birleşik bir İslam Ordusunun
temelini atmış olsunlar.
Doğrusu, Özgür
Suriye Ordusu ile birlikte hareket eden Kürt
Tugay’ı “Selahaddin-i Eyyubi’nin Torunları”
isimli askeri birliğin, fitne güruhunun iddialarının aksine PYD-PKK’ya karşı
savaşıyor olması da bu umudumu beslemektedir.
Ama
özellikle dikkat!
Teröristlerin istismar ettikleri etnik kimlikler ile bazı şehidlerimizin
etnik ve siyasi tercihleri üzerinden oluşturulan öfke ve zafer kurgusu, çok
sağlıksız ve tehlikelidir. Hangi gerekçe ile olursa olsun, ırkçılığı besleyecek
argümanlardan mutlak olarak uzak durulmalıdır. Zira bu durum Vahdet beklerken tefrikayı
doğurur Allah korusun.
Son söz niyetine
Şubat şehitleri başta olmak üzere,
inandıkları değerler uğrunda canlarından vazgeçmiş, Şehadeti tüm nesillere ve çağlara bir çağrı bilmiş, aziz şehitlerimizi
rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Yolunuz yolumuzdur ey Şehidler. Vesselam.
OSMAN HAZIR
06.02.2018
MERSİN
Yorumlar
Yorum Gönder