İRAN “GEZİ” SUUD “KA-DEVE”


İran, bizim cenahta yazılması pek de kolay bir olgu değildir. Zira tarafgirlik ya da karşıtlık konusunda orta yolun pek bulunamadığı bir sosyolojidir karşımızdaki. Son dönem Ortadoğu’daki gelişmeleri İran üzerinden de yazmak isterken doğrusu neresinden başlamalı bilemiyorum. Bununla birlik
te mayın tarlası gibi toplumsal yapı hakkında yazarken ilkesel duruşumu ortaya koyarak yazmanın daha isabetli olacağını düşünüyorum.

Buna göre;

İran'ın son dönemde İslam Coğrafyasının birçok bölgesinde zulüm politikaları yürüttüğü, bu nedenle de eleştirdiğimiz doğrudur. Allah biliyor ya bu eleştirilerimiz İran'ın mezhebi yada etnik kimliği ile alakalı değil bilakis zulmü büyüttüğü içindir.  
Kaldı ki bahse konu devlet; Yemen’de, Irak’ta ve Suriye’de Şiilik ve Pers yayılmacılığı  kaygısı ile Müslümanların kanını dökmekten hiç çekinmemektedir. Kısacası, İran Sünni düşmanlığı üzerine kurgulanmış kirli bir savaş yürütmektedir.
Bütün bunlara rağmen; 
Biz/ben hiç kimseye sadece Şii olduğu için düşmanlık beslemeyiz/beslememeliyiz. Şii Sünni kavgası yanlıştır. Bununla birlikte Şia ilmî ve fikrî anlamda dokunulmaz değildir. İtikadi, ameli ve de fikri anlamda çok açık yanlışlıkları olduğunu söylemek asla mezhebçilik değildir. Bu eleştirilere Şii düşmanlığı ve mezheb kavgası argümanı ile karşı çıkmak acem işi bir oyundur. 
Ayrıca, İran’a Şii olduğu için değil, açıkça terörize olmuş Hizbullat ve Haşdi Şabi gibi yapıları kurup desteklemesi nedeni ile karşı durmanın mezheble bir alakası yoktur. Bu tamamen insani ve ilkesel bir duruştur. Zulme ve zalime karşı oluşla alakalıdır. İnandığımız kitap ve sünnet bunu emreder. 

Peki son süreç?
İran’da son günlerde pahalılığı gerekçe göstererek ortaya çıkan sokak gösterileri eğer, İran Halkının kendi iradesi ile gelişen bir durumsa bu muhalif duruşu sorgulamak mümkün değildir.  Ancak bu konuda dış dinamikler devrede ise ki öyle olduğu apaçık ortadadır. İşte o takdirde bu durumun sorgulanması gerekir. Elbette ilkesel olarak. 
Hani; İran'daki karışıklığın etki alanı sadece İran’la sınırlı olsa idi belki; “Allah bir zalimi bir zalimle imtihan ediyor” denebilirdi. Ama durum hiç öyle değil. Görünen odur ki, İran olayları küresel bir operasyondur. Sonrası kesinlikle Mekke, Kudüs ve Türkiye'dir.

İranda göstericilerin attığı "İslam istemiyoruz" sloganının bizdeki "Kahrolsun şeriat" bağırtısına ne kadar benzediği, batı basınında kapak resmi olarak kullanılan İranlı kız resminin, “Gezi” olaylarındaki “Kırmızı elbiseli yosmayı” ne kadar çağrıştırdığı ortada değil midir?

Peki ne yapalım yani?
İran Suriye’de zalimle iş tutmuştur. Bu gün cezasını çekmektedir. Deyip biz aynını mı yapalım? Kudüs’ün, Mekke’nin, Türkiye’nin kapılarını zorlayan Siyonist Yahudi ve Siyonist Haçlı güruhuna geçit mi verelim?
Görünen o ki bu konudaki İlkesel duruş: İran'a dönük eleştiri hakkımızı sonraya bırakıp, küresel zulmün gücünü kırmaktır.

Oyun büyük önce Suud, şimdi İran, küresel tiyatro var

Hiç alışık olunmadığı şekilde, Suud’da petrole zam ve  kimi ürünlere KDV uygulaması başladı. İran’da pahalılık bahane edilerek sokakları salınan kargaşa ve kaosun toz dumanı.  Şahane bir Tiyatro mu yoksa 4K Film mi?

İsrail ile balayı yaşama hevesi içerisinde her gün Ümmete ihanetin yeni bir versiyonunu ortaya koyan Suudi Amerika’nın Sünni dünyayı temsil etmesi hatta Sünni kabul edilmesi mümkün müdür? 

Gözünü iktidar hırsı bürümüş iradesiz ve kişiliksiz Suudi hanedanı ile Pers hilali hayali ile coğrafyayı ateşe vermekten çekinmeyecek İran’ın yanlışları ve ihtiraslarına kurban edilemeyecek değerlerimize sahip çıkmalıyız. 

Aksi takdirde 200 yıllık zilletin ardından ayağa kalkmaya çalışan İslam Alemi uzun sürecek yeni bir yenilgiye mahkum olacaktır. Bunun vebali ise dünya ve ahretimiz açısından çok ağır olur.

Aklıselim hepimize lazım. Hem de fert fert bütün ümmete. Aynı zamanda coğrafyamızdaki devletlere. Kudüs gücü isimli çete kurup Kudüs için savaşmadan, ya da Kudüs’ün Yahudiler için Vaad edilmiş toprak olduğuna Kur’an’dan deliller bularak bu aklıselim çok yakınımızda değil galiba.

Allah’ım ümmetin umudu Anadolu’yu Türkiye’yi ve iradeli idarecilerini korusun. Birlik, dirlik ve zafer umut ve duası ile…
Vesselam!
Osman HAZIR
01.02.2018
Mersin 










Yorumlar