Sorgulama, hayatı ve
düşünceleri durağanlıktan kurtaracak önemli unsurların başında gelir.
Sorgulayan bir zihin, olayları anlama ve tedbirler alıp doğru tavır alışlar
sergilemede başarılı olabilecek kabiliyetleri geliştirir. Analitik bakış
açısının ardındaki önemli itici güç de bu olsa gerektir.
Bu bağlamda
değerlendirildiğinde muhasebe ise; kişi yada toplumların geçmişe dönük
sorgulamalar ve analizler yapmak suretiyle gelecekle alakalı adımlarını
sağlıklı atmasını sağlayabilecek motor gücüdür.
İslam’ın hayata bakış açısında,
önemli bir yeri bulunan “ölmeden önce
ölmek”, yada Hz. Ömer’in ifadesiyle;
“hesaba çekilmeden önce kendini hesaba
çekmek” de (22 T2459 Tirmizî,
Sıfatü’l-kıyâme, 25.) bunu ihtiva eder. Zira muhasebe, ancak dünyada iken
yapılabilecek insani bir davranıştır. Tabiri caiz ise ölüm “iş işten geçti” sonucunu doğuracak bir başlangıçtır. İş, işten
geçmeden tedbir almak lazım. Dolayısı ile, iç ve dış (sosyal hayata dönük)
muhasebesinde başarılı olanlar, çoğu kere sorgulama kabiliyetlerini
geliştirebilmiş olanlardır.
Müslümanların tarihinde bu
konuda örnek alabilecekleri, ilim ve irfânî anlamda üzerine bir geleneği inşa
edebilecekleri çok fazla modelleri varken, bundan mahrum kalış çok sorunludur.
Sorgulama, muhasebe etme ve anlama çabası çok ileri düzeyde olan ve belki de bu
özellikleri nedeniyle, Allah Rasulü’nün “benden sonra peygamber gelmeyecek, benden sonra bir peygamber gelseydi bu Ömer
olurdu."(Tirmizî, Menakıb ,48.) dediği bir Hz Ömer profili
karşımızdayken bu yönümüzün çok fazla gelişmemiş olması sorgulanması gereken
bir durumdur.
Hudeybiye örneğinde veya kelime-i tevhide gönülden
inanıp şehadet getirenlerin cennetle müjdelendiği rivayetinde olduğu gibi, hep
işin aslını anlama çabasındaki Hz. Ömer’den bahsediyoruz. (Bkz:
Hadislerle
İslam VI Sahâbîler ve Hz. Peygamber / Sadakat Ve
İtaat Sayfa: 430-431)
Yine,
kadınların erkeklerden istedikleri mehirlerde indirim yapmaları ile alakalı
hutbesine, sorgulayan bir yaklaşım gösteren kadının maksadını anlama
gayretindeki tavrını gösteren Hz.Ömer’den bahsediyorum.
Evet,
bu ve benzer örnekleri ile rol modellerimiz önümüzde dururken, bu günün
Müslümanının; peşine takılıp gittikleri kimselerin her davranışında bir hikmet,
her hatasına mutlak bir kılıf bulma çabası içerisinde olmasının izah edilebilir
bir yanı olmasa gerek. Allah korusun “niçin”
demeden peşine takılıp gittiklerimiz, bizi Allah’tan ve Rahmetinden şeytanın
kucağına alıp götürüyorsa halimiz nice olur.
Irkını,
kökenini önceleyip, mezhebini, meşrebini kırmızıçizgisi (lâ yüs’el) olarak
gören zihniyetin, İslam’ın öngördüğü bir sorgulama ve muhasebe bilincine
gelmesi pek mümkün gözükmemektedir. Doğrusu bu, çok mu karamsar bir
yaklaşımdır. Emin değilim.
Bu
çorak tarladan çıksa çıksa kilitlenmiş beyinlerle, suçu hep başkasında arayan,
kendini temize çıkarmanın telaşıyla nefsine ve şeytana mûtî ürünler çıkar. Zira
sorgulama ve muhasebeyle, sorumluluğu başkasında arama farklı tarlaların ürünüdür.
Birincisi Hz. Âdem’in mantığı, ikincisi ise şeytan’ın mantığının meyvesidir. Bu
ürünleri sosyal hayatın raflarında bolca görürüz.
Zihinlerimiz
ve amellerimizin, “Helal ürün”
kapsamına dönüşebilmesi belki biraz da bireyi ve toplumu bu gözle okuyabilmekle
mümkündür. Daeş’i de, tekfiri de, ırkçılık virüsünü de bu süzgeçten
geçirebilmenin elzem olduğunu düşünüyorum. Tevhid ve vahdetin psikolojisi ve
sosyolojisi bir de bu gözle okunmalı. Okunmalı zira, “okumayı” unutup okur-yazar hale geldikten,
üstüne de “malumat furuşluğu” ilim
zannetmeye başladığımızdan beri halimiz hiç de iç açıcı değil maalesef.
Kutlu
doğum haftasının bu yılki gündemi
“Tevhid ve Vahdet” üzerine kurgulandı. Öncelikle şunu belirtelim bu
seçim çok isabetli bir tercih olmuş. Kulluğu
Allah’a özgü kılmanın tadını ve güvenini gönüllere yerleştirmenin,
parçalanmışlığın güçsüzlüğünden, Vahdetin kuvvetine ulaşmanın yolu ve yordamı
bu hafta vesilesiyle konuşuldu hamdolsun.
Umudum
ve temennim odur ki; bu haftanın, rutin bir anma ritüeline dönüşme riskinden
kurtulup, Alemlere rahmet olarak gönderilen, en güzel örneğimiz, rol modelimiz
ve rehberimizi anlamamıza ve hayatı sorgulayıp, kendimizi muhasebe etmemize
vesile olsun.
Vesselam…
Osman
HAZIR
19.04.2016
Yorumlar
Yorum Gönder