Gündeme kapılıp, gitmekten
hep korkarım ancak gündemsiz olamam. Gündemde birbirinden bağımsız cereyan eden
ancak dikkatli bakıldığında ise birbirini tamamlayan bir sürü olay var. Mesela;
Suudi Amerika’da veliaht prens marifeti ile kurulan haraç tezgâhı sadece bir yolsuzluk operasyonu olabilir mi?
Suud Müftüsünün " Hamas terör örgütüdür. İsrail'le
savaşmak haramdır." Zırvasını ilmi açıdan değerlendirmeye elbette
gerek yoktur. Zira zırva tevil götürmez. Bununla birlikte bu zırvanın hesapsız
kitapsız bir şekilde söylenmiş/söyletilmiş olması mümkün müdür.
Kuveytli bir gazetecinin
İsrail’in Filistin işgalini meşrulaştırmak için Kur’an’dan ayetler arayışına
girmesi ve Filistin’lileri işgalci konumunda zikretmesi bu bütünün parçası değil
midir? Üstüne üstlük BAE’den bir General; “
BAE ve İsrail iki kardeş ülkedir. ABD ise iki ülke arasındaki farkı denetleyen
ağabeydir.” Diye durup dururken mi
demeç verdi? Hiç sanmam.
Tam da bu esnada Netanyahu : "Barışın önündeki engel Arap liderleri
değil, Arap halkları" demiş. Bu da mı durup dururken. Gerçi bu
açıklamada bizce olumlu ve ümit verici bir taraf da yok değil. Görünen o ki; Hamdolsun
Siyonist İsrail’in yıkılması için umudumuz var hala. Umudu yeşertecek tarlamız
sağlam. Tarlayı süren çiftçi hain de olsa, halkın Siyonist’e kul olmadığı Ümmet
coğrafyası yenilmez inşaallah.
Bütün bunlar olurken İslam
dünyasının en güçlü Alimlerinden birisi olan Yusuf El Karadawi’nin başında
bulunduğu “Dünya Müslüman Alimler
Birliği” Terör Listesine alınmış, Karadawi dahil
11 kişi de terörist ilan edilmiştir. Hem de DAEŞ vb. Örgütlere terörist diyen
Karadawi… Böyle bir şeyin durup dururken olması mümkün mü?
Hani neredeyse; Yusuf
El Karadawi'nin Terörist sayıldığı Dünyada Ebu Bekir El Bağdadi müfti sayılırsa
şaşırmayın diyeceğiz. Tam bu arada Daeş'e Terörist diyen Karadawi'yi terörist
ilan edenler arasındaki Mısır'da Daeş Cuma Namazı öncesi camiye saldırarak en
az 300 kişiyi katletti. Bu olayla Daeş’in yeni görevlerinden birisinin,
Mısır’ın Sina bölgesini kaotik bir ortama sokarak, İsrail’in bölgeyi işgaline
hazır hale getirmek olduğunu göremeyecek miyiz?
İsrail’li bir Yahudi
blog yazarının gayri müslimlerin girmesinin yasak olduğu Mescidi Nebevi’ye
girerek orada çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşmasının sadece merak ve
işgüzarlıkla açıklanması mümkün müdür. Yani bu olayda Suudi hükümeti ile
İşgalci İsrail hükümetinin Müslüman toplumu “bir şeylere” hazırlama çabası yok
mudur?
Bu kadar önemli gündemin
arasında detay gibi gözüken bir durum; Harameyn;deki Fotoğraf ve kamera yasağı.
Bu yasağın sonuçları iyi ve olumlu olsa da kanaatimce bu karar dini değil
siyasi amaçlıdır. Muhtemelen bu olayda ben hala güçlüyüm ve saltanatım devam
ediyor mesajı var. İbrikçi vakası yani!
Peki; 17-25 Aralık
yargı darbe teşebbüsü günlerinde başarısız olan ekibin Rıza Sarraf üzerinden yeni
bir operasyona girişmesinin hiçbir anlamı yok mudur?
Olmaz mı? Görünen o ki;
Rıza Sarraf Amerika adına konuşmak için sözüm ona itirafçı olmak üzere ikna
edilmiş. Bu operasyonun yukarıda sıralananlardan ayrı düşünülmesi mümkün müdür.
Hem de Soçi zirvesinde bazı hususlar konuşulabilir olmuşken…
Bu listeyi Suriye bağlamında devam eden savaş
ve görüşmelerin detayları üzerinden daha da çoğaltmak mümkündür.
Son söz niyetine;
Doğrusu Ümmet
Coğrafyamızın üzerinde operasyonlar devam edip dururken son söz söylemek zor
gibi duruyor. Belki de bu süreçleri Müslümanca
bir duruşla atlatabilmenin yolu, Tevhidi ve Vahdeti iliklerimize kadar
yaşayabilmekten geçer. Kardeşliğin beslediği ve desteklediği siyasi akıl da
sürecin yönetiminde çok önem arz etmektedir. Hayatını Ülkesi ve Ümmetin dirlik
ve birliğine adamış ülkemiz Riyasetinin, ümmetin fertleri tarafından “Kıble Taşı” olarak görüldüğünü göz
ardı etme imkânımız yok.
Elbette karizmatik,
güçlü ve fedakâr liderin gayretleri önemlidir. Bununla birlikte insanoğlunun fani (sonlu) olmak gibi bir özelliği
vardır. Dolayısı ile bekasını lidere endekslemiş çabaların sonucu görmesi
mümkün değildir. Sonuca götürecek İlke ve prensiplerin etrafında Vahdeti ve istişareyi
dirayetle birleştirmek elzemdir. Rabbimden duamız olsun diyerek bitirelim.
Vesselam..!
Osman HAZIR
25.11.2017
Mersin
Yorumlar
Yorum Gönder