Zeynel Aga halim selim
yumuşak huylu bir muhtardı. İlkokul diploması vardı ama okuması yazması öyle
çok iyi değildi. Kaçan göçen gençlerin resmi nikâh talepleri geldiğinde iki
azası ile caminin bitişiğindeki muhtarlık odasında kıyıverirdi nikâhlarını. Pantolonunun
arka cebindeki küçük torbada sakladığı mührü de bastımı işlem tamamdı.
Muhtarın köylerin en
yetkili mülki amiri olduğunu iyi bilen birisi olarak devlet adına yapılan bu
işlemin geçerliliğini hiç sorgulamadım. Aslında sorgulanabilecek bir sürü
boyutu olmasına rağmen.
Gelelim
kitabın ortasına!
Kahir ekseriyeti
Müslüman olan bir memlekette sosyolojinin bundan etkilenmemesi mümkün müdür. Elbette
mümkün değil. Ben de aşağı yukarı 12 yıl imam-Hatiplik yaptım. Hangimiz “ Hocam
şu bizim nikahı bir kıyıver” diye taleplerle karşılaşmadık.
Her hangi bir araştırma
var mıdır bilmiyorum ama; Belediyede, Nüfus memurluğunda ya da muhtarlıkta
resmi nikahını kıydırmış dahi olsa “Dini
Nikah veya İmam Nikahı” kıydırmak için bir çaba ve gayretin içerisine
girenlerin hatırı sayılır bir oranı temsil ettiğine dair bir gözlem ve kanaate
sahibim.
Bu arada hocalarım hemen
düzeltme çabasına girmesin Nikahın Dini yada İmam şeklinde ayrıma ihtiyacı
olmadığını, bunun İslam Hukuku açısından da böyle olduğunu bilmekteyim. İşte
tam da bu yüzden diyorum sosyolojik bir olgu ile karşı karşıyayız.
Ortada bir ihtiyaç var
ve siyaset kurumu da buna çözüm üretmek istemiş. Doğrusu iyi de yapmış.
Bekleyelim bakalım nasıl çözüm üretecek. Hemen taşlamayalım.
Ha bu arada önerisi
olan varsa iyi niyetli olarak yetkili makamlara da iletsin. Ama içinde Müftü,
Din-Diyanet geçen her cümleye öcü görmüş gibi, Laiklik kalkanı ile karşı
çıkarsanız bunu yemeyiz. Dine olan düşmanlığınızı, ideolojik saplantılarınızı,
Laiklik ve Hukuk maskesi ile sunmaya çalışmayın o pilav koktu temcid pilavı da
olsa yenmez artık.
Ayrıca aramızda kalsın;
siz böyle içinde Din geçen her şeye refleks göstermeye devam ettiğiniz müddetçe
siyaseten toplumsal taban bulma şansınız hiç kalmıyor. Benden söylemesi…
Ayrıca bir şey daha
söyleyeyim; hani siz belediye-müftülük vb. nikahı olursa toplumsal ayrışma olur
diyorsunuz ya, sizin o “mahalleniz” olarak gördüğünüz Bizim İnsanlarımız varya onların hatırı sayılır bir kısmı bu
değişikliği onaylıyorlar. Nerden mi biliyoruz, gece düğün salonundan çıkıp
zillerimizi nikah için –hadi şuanda yürürlükteki mevzuatta yazıldığı şekliyle
söyleyeyim- (evlenmenin dini merasimini icra ettirmek için) çalanların sadece
sizin olmayan “mahalleden” geldiğini mi zannediyorsunuz.
Beyler bu milletin
mahalleleri ayrı gayrı falan değil. Ayrıştırmaya çabalamayın. İsteyen Nikahını
devletin İstediği GÖREVLİSİNE kıydırsın. Müftü, Belediye Başkanı yada memuru,
Nüfus Memuru, Muhtar bunların hepsi bu devletin Resmi Görevlisi…
Kaldı ki nikah
üzerinden bir laiklik hassasiyeti üremez artık. Zira o korku imparatorluğu
dönemleri çoktan geçti…
Olayın hukuki boyutu
ile alakalı detayları merak eden Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir BOZDAĞ’ın açıklamasına
baksın[1]
Bu
da son olsun!
Kilise Nikâhına itirazı
olmayanın Müftülüğe Laiklik sosuyla itirazını samimi bulmak mümkün değil.
Ayrıca İsteyen Papaz yada Hahama Nikah kıydırsın Vallahi itirazım olmaz. Ya
senin?
Vesselam!
Osman HAZIR
01.08.2017
Mersin
Yorumlar
Yorum Gönder