İman reddetmeyi (Hayır
diyebilmeyi), Allah dışındaki çeldiricilere karşı durabilmeyi içerisinde
barındırır. Reddetmek iradeli olmayı gerektirir. İradesi kuvvetli ve güçlü olan
kazanır. Sporda, sınavda, kavgada ve de hayatın her alanında iradesine hâkim
olan güçlü olan kazanır.
Gençler güçlüyüm der.
Kendisine yap denene hayır diyebildiğini göstermek ister. Ana-baba, aile,
çevre, okul, öğretmen hep bu kafa tutmalardan, şişirilmiş öz güvenden nasibini
alır. Peki, doğru mudur? Belki de bir yere kadar evet. Şöyle ki; Gençlerdeki bu
kudreti doğru bilgi, eğitim ve imanla kontrollü güç haline getirebilirsek o
zaman gençliği kula kulluktan kurtarmayı başarabiliriz.
Ne dersin genç kardeşim
içinde kopan isyan ve kafa tutma fırtınaları sana dünyaya karşı gelecek,
dağları devirtecek bir kuvvet mi veriyor. Kimse sana bir şeyi yaptıramaz ve
sana karışamaz öyle mi? Öyleyse bu sözüm sana genç kardeşim. Lütfen biraz
sabırla yazıyı sonuna kadar oku bi zahmet.
Seni uyaran annene- babana
hayır deyip dikleniyorsun. Bunu da arkadaşlarına böbürlenerek anlatıyorsun ya,
bununla da arkadaş çevrenin içerisinde bir yerin olmasını istiyorsun ya,
Ya da saçının şekli,
kıyafetinin uygunsuzluğu konusunda okul idaresinin isteklerine uymamayı bir
direniş göstergesi olarak görüyorsun ya, gizli gizli sigara içmeyi, hatta okul
binasının yasak alanlarında içmeyi bir
güç gösterisine çeviriyorsun ya, sana namaz kılman, tesettüre riayet etmen, kitap
okuman için yapılan telkinlere karşı çıkmayı marifet sayıyorsun ya, toplumun
uymanı istediği kurallara aykırı davranmayı, gençlik ve güç- kuvvet gösterisi
olarak görüyorsun ya,
Bir düşün bakalım; bütün
bunlarla sen gerçekten kafa tuta bilip, hayır diyebilmiş, gücünü kuvvetini etrafına
gösterebilmiş mi oluyorsun? Yoksa tam aksine seni parmağında oynatan biri ya da
birilerinin gücüne boyun mu eğmiş oluyorsun?
Nasıl mı? Hadi beraber
bakalım. Mesela şimdiye kadar karşı çıkmayı marifet saydığın şeylere uymaya
çalış da görelim iradeni. Ya da sabahın köründe uykuya kafa tutup namaza
kalkmayı becer de görelim sen mi güçlüsün yoksa sıcacık yorgan mı?
Kaldırımda yürürken, yemek
yerken bile kafanı kaldırmadığın akıllı(!) telefonunu üç gün bırakabil de
görelim sen mi güçlüsün yoksa 300 gr’lık plastik yığın mı? Ya da Facebook,
twitter, youtube vb. sosyal ve sanal ağların dünyasına hayır deyip
arkadaşlarınla Kur’anı Sünneti anlama ağı kur ve her gün bir ayet, bir hadis
öğrenmek için çalış da iradeni görelim.
Ya da içtiğin sigaranın
dumanına, nikotinine kafa tut ve onu terk ette göreyim seni. “ (Yüz ve el
gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler.
Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar Nur:31” ayeti ortada
dururken tesettür ( kadın ve erkek için) bir farz olarak karşımızdayken, onu
modanın ve markanın kurbanı olmuş bir tarz
haline dönüştürmekten kurtul da bir görelim gençliğinin gücünü.
Zinaya yaklaşmayın ayeti
önümüzde iken, “Mü'min kadınlara da
söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.Nur:30, Mü'min
kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.
Nur:31” İlahi emirleri karşımızda iken; açık saçık giyinmekten ve ya açık
giyinene bakmaktan, aşk-meşk, flört kılıfı ile süslenmiş zina ortamlarından
uzak durmayı bir dene de görelim Müslüman delikanlı ve Müslüman genç kız kardeşim.
Bu örnekler o kadar
çoğaltılabilir ki; gücünü kuvvetini,
kafa tutma iradeni gösterebileceğin öyle meydanlar çıkar da şaşar kalırsın.
Bilesin ki yanlış yerde yanlış şeylere kafa tutar, karşı gelir, yanlış şeyleri
reddedersen iradenin gücün kuvvetin sende olduğunu zannedersin amma yanılırsın
haberin olsun. Allah’a adanmayan, Allah’ın emrine verilmeyen güç-kuvvet, irade
ve gençlik, Allah dışında emrine girecek, köle olacak o kadar “tanrıcık” bulur ki farkına bile
varamazsın.
Nefsin, şeytan, paran,
hayranı olduğun sanatçılar, moda, spor vs. ikonları*, sahte idoller*, sosyal
medya vs hepsi seni alır götürür. Kendine kul-köle ve esir ederler. Ama sen
hala gücün sende olduğunu zannedersin.
Batman’dan, Transformes’tan, Örümcek Adam’dan kahramanlar bekler,
Ronaldo gibi, Rihanna gibi saç şekli yapmaya çalışır, oradan oraya savrulur
gidersin. Birileri senin için neyi düşünür ve sana neyi dayatıp reklamlarla,
magazin programları ile neye yönlendirirse iradeni o tarafa kaydırırsın ama
hala güç-kuvvet ve iradenin sende olduğunu zannedersin.
Şimdi genç kardeşim! Evet
kaçınılmaz bir durum; sen illaki bir şeye kafa tutacak, bir şeyleri red
edeceksin. Çünkü seni yaratan senin içine bu duyguyu kendisi yerleştirmiş,
ilave olarak da seçme hürriyetini (cüz-i irade) sana vermiştir. Ama doğru
kullanmak şartıyla…
O zaman seçimini doğru yap.
Lâ (Hayır) diyeceğin şey/şeyler doğru olsun. Zira her Lâ (hayır)’dan sonra
mutlaka “İlla (ancak)” vardır. Seçimin Allah ve yolu olsun. Sende bu güç var.
Haberin olsun. 17-18 yaşında Hz. Peygamberin orduya komutan olarak atadığı
Üsame b. Zeyd örneğin, 21 yaşında İstanbul’u fetheden Sultan Fatih rehberin
olsun.
Selam ve dua ile kalın..
Vesselam….
12 Aralık 2015
Mersin
Yorumlar
Yorum Gönder