06 Mayıs 2017 Cumartesi günü Davet ve Kardeşlik Vakfı’nın
organize ettiği “Toplumsal bir Çekim Merkezi Olarak İslami Hareket” başlıklı Çalıştay
için Kadim Şehir Mardin’e gittim. Türkiye’nin değişik şehirlerinden yaklaşık 80
akademisyen, müderris ve kanaat önderinin katıldığı Çalıştayda genel olarak;
İslami Hareketin sorunları ve çözüm önerileri ele alındı. Özelde ise, alt
başlıklar halinde; 1-Ulema ve İslami
Davet, 2- Akademi Dünyasında İslami Yaklaşım ve Çalışmalar, 3- Çözüm Bekleyen
Bir Problem: Kürt Sorununa İslami Bakış ve 4- İslami Hareketin Sorunları ve
Çözüm Önerileri üzerinde masa çalışmaları yapıldı. Ortaya çıkan sonuçlar
bildiri halinde yayınlandı.
Ciddi, samimi ve ümit verici bir çalışma oluğunu düşündüğüm
Çalıştayda katkımızı sunmak üzere İslami
Hareketin Sorunları ve Çözüm Önerileri başlıklı oturum için yaptığım hazırlığı
yeniden düzenleyerek okuyucularımın istifadesine sunmak istedim. İddiasız ama
iyiniyetli bir zihinsel çabanın ürünü olan bu makale içeriğinin, elbette tecrübi
boyutu da bulunmaktadır.
Önce genel bir değerlendirme!
Dini grup ya da cemaat (İslami Hareket): geleneksel bir
dinin (İslam Dininin) doğuşunun sonrasında toplumsal, siyasi ve kültürel
yapının sürekli evriminden ve bundan doğmuş olan yeni şartlardan, ayrıca
fertlerin dini tecrübelerinin zenginleşmesinden, dini bilgi ve eylemlerin karmaşıklaşmasının
ortaya çıkardığı uzmanlaşmadan kaynaklanan oluşumlardır.[1]
Mezhep, grup, cemaat, tarikat vs. bu oluşumlardandır.
Bunlara mensubiyet bireyi fert olmanın ötesine taşır. Ortak irade etrafında
toplanılır. Grubun menfaati bireysel menfaatin önüne geçer. Dayanışma ve
kardeşlik ruhu doğar. Bir otoriteye bağlılık ve hiyerarşik görev dağılımı
oluşur. Denetim sistemi oluşur. Her grubu diğerlerinden ayıran belirgin
özellikler oluşur/ortaya çıkar. Genellikle davetçi (Misyoner) bir söylemi
vardır.[2]
İslami Grup yada hareket dinamiğinin doğası gereği bir takım
avantajlar ve dezavantajları vardır. Bununla birlikte; özellikle
dezavantajlarının olduğunu ve fiili durumda bir takım sorunların bulunduğunu
söylemek, İslami Hareket ve içerisindeki yapılanmalardan uzakta durmanın doğru
olduğu anlamına gelmez.
Tabi ki tek ve homojen bir İslami Hareketten bahsetmek
mümkün değildir. Dolayısı ile tespit ve düşüncelerimiz ortalama ve genel
değerlendirmeler olarak görülmelidir. Ayrıca burada serdettiğimiz tespit ve
düşüncelerimiz tek bir cemaat veya vakfa da yönelik değildir. İçeriden, samimi
ve kardeşçe bir değerlendirme çabası değerlendirilmesi ümidi ile… Dedikten
sonra somut örneklerden yola çıkarak bazı tespitlerimizi paylaşmak isterim. Buna
göre:
SORUNLAR;
ü Selefileşme: Suudi (Vahhabi)
Selefilik ve Cihadi Selefilik ve bunların doğurduğu Tekfirci anlayış (Cahiliye
Toplumu yaklaşımı) çok önemli itikadi ve sosyolojik sorun olarak karşımızda
durmakta.
ü Teşeyyü (Şiileşme) ve Pers Irkçılığı
(yayılmacılığı) tehlikesi de aynı şekilde itikadi, sosyolojik ve de siyasi
sorundur.
ü Kur’an Sünnet İlişkisi hususunda
usül takip edilmeden ortaya çıkan kimi ayrışmalar, ciddi sorunlar ortaya
çıkarmaktadır. Bu ayrışmalar, gerek Sünnetin İslam’daki konumu gerekse
anlaşılması ve yorumlanmasındaki durumu vb. konularda ortaya çok derin ve
yıkıcı sonuçlar çıkarmaktadır. Red ve usulsüz yorumlar Dinin temel kaynakları
açısından sorundur.
ü Ümmet ve ırkçılık dengesi:
ümmetçilik adına ülkenin ve etnik kökenin görmezden gelinmesi (kimilerinin bayrakla
olan mesafesi bile 15 Temmuzla yeni aşıldı)
ü Milli kimlik ve ülke aidiyeti (ülke
sorunlarına duyarlılık/duyarsızlık) dengesizlik.
ü İslami Hareket ve Devlet-siyaset
ilişkisinin tanımının sağlıklı yapılamayışı sorun olarak karşımızda
durmaktadır.
ü Ak partinin iktidarda olmasının, muhalif
kodlara ve eleştirel bakış açısına zarar verip vermediği tekrar düşünülmelidir.
Ayrıca eleştiri ve muhalefet dengesi ile Devletin sahibi ve Devletçi hale
dönüşmek de üzerinde düşünülmesi gereken hususlardandır.
ü Keyfiyet kemiyet dengesinin kemiyet
lehine ağırlık kazanması.
ü İdeolojik körlük
ü Tanıtım ile reklamın karıştırılması
görsel ve reklama abartılı önem verilmesi, özellikle sosyal medya merkezli
paylaşımların çoğu kere gerçekçilikten uzak bir abartıyı barındırması
ü Yapıların kimilerinin kişi merkezli
olması sorundur. İlkesellik- kişicilik ilişkisinin tekraren tanımlanması gerek.
ü Çalışmalarda kullanılmak üzere temin
edilecek kaynakların temin yöntemi sorunu. Kaynaklar ve harcamalarda şeffaflık
ve hesap verilebilirlikten uzak durmak (Para vb.)
ü 28 Şubat Etkisi
ü Dünyevileşme Etkisi: Para ve akçeli
işlerle olan ilişkiler (Mücahid- Müteahhit dönüşümü)
ü Bireysel dindarlıktaki zayıflamalar,
ü İbadet, Ahlak ve takva konusundaki
eksiklikler
ü Temel Dini Bilgi ve Fıkıh eksikliği
ü Başörtüsü konusundaki hassasiyet
değişimleri (Sembolden sıradanlığa geçiş)
ü Fedakarlık kavramının nostaljik bir
anlam ifade etmeye başlaması
ü Davet, tebliğ ve cihad gibi kimi
kavramların jargondan nerede ise çıkartılması, ya da anlam kaymasına uğraması.
ü Eskiden, davet ve irşad
çalışmalarına merkez olmak üzere mekan bulamazken, şimdi 5 yıldızlı otel
konforundaki vakıf ve dernek binalarını hem de bir kısmı devlet imkanları ile
oluşturabilirken, aynı kalite ve nitelikte hizmet ve insan kaynağı
üretilemeyişi
ü Ruh, samimiyet, ihlas, aidiyet
duygusu vs. kaybı
ü Davayı merkeze alan bir yaşam
şeklinden, işten arta kalan zamanlarda dava için bir şeyler
yapıyor olmaya evrilmek
ü “Dava” olarak seçilmiş yaşam
şeklinin “Sosyal sorumluluk projesi”
kavramı ile ifade edilecek şekle evrilmesi
ü Güncel sorunların analiz ve
değerlendirilmesinde yetersizlikler.
ü İslam’a değil gruba cemaate davet
ü Cemaat taassubu: “Kardeş” kelimesinin gruba ve cemaate
mensub olanları ifade eden bir anlam kazanması.
ü Mutlak anlamda “Ölümün” kutsanması
sonucunda kestirmeden cennete gidebilmenin yolu olarak “Şehadetin” gösterilmesi
ü Literal
(Dar ve Salt metinci)
bir dil anlayışının yaygınlaşması ve bunun çoğu kere takva ve tavizsizlik
olarak sunulması. Neredeyse kutsanması.
ü Geçmişle bu gün arasındaki ilişkinin
sağlıklı kurulamaması literal ve sathi bakış açıları (Dar ve salt metinselcilik)
nedeni ile Rol Model Üsve-i Hasene, Asrı Saadet vb. konularda sathi bakış
açıları getirmek
ü Fetvalar konusunda yaşanan
sıkıntılar; istişhadi eylemlere dönük fetvaların tekrar gözden geçirilmesi
gerek. Zira İŞİD vb. örgütler bunu kullanmakta ( El Kaide nin Taif’in fethinde
kullanılan Mancınıktan yola çıkarak, toplu katliama izin vermesi) parçalı fıkıh
anlayışının sonucu ortaya çıkan sıkıntılar.
ü Kimi grup ve yapıların ülke içince
bölgesellik algısına sebep olmaları, algı düzeyinde de olsa ortaya çıkan bu
görünümün değişmesi için çaba gösterilmemesi.
ü Bölgesel sorunlara ilgisizlik ya da
ilgi kalitesinin yetersiz ve gerçekçilikten uzak duygusal boyutta kalması (Kürt
sorunu, Kudüs, Irak, Suriye vb.)
ü Sosyal sorunlara ilginin
yetersizliği ya da gerçekçilikten uzak ilgi. ( Sokak çocukları, uyuşturucu vb.)
Görünen odur ki: bu konu tek bir
yazının kapsamını aşacak ve okunabilirlik sınırından fazla olacak. Müsaadenizle
çözüme katkılar
kısmını bir sonraki yazımıza bırakalım.
Vesselam..!
Osman HAZIR
05.04.2017
MERSİN
Selamun Aleyküm
YanıtlaSilKıymetli Osman hocam,
"İslami Hareketin Sorunları ve Çözüm Önerileri" Başlıklı sunumunuzu okudum çok önemli çıkarımlarınız var kendi adıma istifade ettim yüreğinize sağlık sunumunuz ile ilgili bir şey dikkatimi çekti sorunlarla ilgili tafsilatlı bir değerlendirme var ama bunların çözümüne yönelik aynı tafsilata sahip bir içerik yok. çözüm önerilerinin en az hastalığı tesbit etmek kadar önemli olduğu kesin. sorunların nasıl giderilebileceğine dair çözüm önerileri konusunda neler yapılabilir bununla ilgili bir çalışma elzem diye düşünüyorum acizane.
Sevgi ve Muhabbet ile.
Levent DOĞAN.
Aleyküm selam kıymetli dostum. Doğrusu bu çalışma iddiasız bir çalışma olmakla beraber, aynı başlıklı yazının ikinci bölümünde yetersiz de olsa çözüme dair bir şeyler söylenmeye çalışıldı. Elbette daha detaylı bir çalışma mutlaka yapılmalı.
Sil