Yıprananı atmayı pek sevmez
eskiler. Zira bir kalemde silmek atmak israf görülür. Bir tamir ve onarma ile tekrar
hayata dâhil edilebilecek olanı tamir eder, imar eder yeni bir şans verir ehli.
Bu durum belki de Rabbani bir yönlendirmenin sonucudur.
İnsanı yaratan ve yaşan
Rabbimiz, kulluk çizgisinden her çıkışında, eskimesinde, amelinde yıpranma
meydana gelmesinde onu gözden çıkarmaz. Kendini yeniden imar ne inşa etmesi
için imkânlar sunar insana.
Umre
imardan, tamirden gelir, eskiyen insanlığımızı, kulluğumuzu onarmanın
yollarından biridir. Umre “Umran”dır;
medeniyetin başlangıcıdır. Örselenmiş yıpranmış uygarlığımızın yeniden
Medenileşmesinin tohumlarını atmak için bir fırsattır.
Haccı
da umreyi de Allah için tamamlayın (Bakara: 196) ilahi
emrine uygun yapılmış, katışıksız, saf ve tertemiz bir umrenin yeni
başlangıçlara kapı açmaması mümkün değildir. “Umre, diğer bir umre arasındaki (küçük) günahları siler” Nebevi
müjdesi bu kapının hem anahtarı hem de sonuç bildirgesi olsa gerektir.
Düşünsenize; “Sövüşme, dövüşme ve cinsel yakınlaşma”
(Bakara:197) davranışlarından uzak durarak yapılmış bir umre; Hz. İbrahimin
İzinde, Hz. Hacer annemizin iman ve teslimiyetinin peşinde onların yetiştirdiği
ve boynunu keskin bıçağın altına koymaktan çekinmeyecek bir iman ve iradeye
sahip Hz İsmail gibi nesiller yetiştirmemize katkı sağlamaz mı?
Bu bilinçle yetişmiş
nesillerin İnşa edeceği toplumsal yapılarımızla yeni bir dünya ve medeniyet dünyayı
daha yaşanılır bir hale getirmez mi. Elbette bu Umre iç dünyamızın arınmasını, tezkiyesini ve olgunlaşmasını
sağlayacaktır. Bizim “İnsan/Adam” olmamızı sağlayacaktır.
Arınmak, onarmak ve yeniden
inşalarımıza vesile olmak ümidini taşıdığımız umrelerimiz olsun inşallah. Umre
mevsiminin hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
Osman HAZIR
29.10.2017
Yorumlar
Yorum Gönder